Nöralterapi vücutta ağrılı bölgelere lokal anestezik madde uygulanarak yapılan bir iyileştirme tekniğidir. Nöralterapi vücudumuzda çok geniş bir elektriksel ağ yapısında olan otonom yani kontrolü beyin tarafında otomatik olarak yapılan sinir sisteminin uyarılmasını ve regülasyonunu sağlar. Bu sinir sistemi vücudumuzda hayati öneme sahip organlarımızı kontrol eder ve düzenli çalışmasını sağlar. Aldığımız yabancı maddeler, günlük yaşanan aşırı stres, hormonal bozukluklar gibi etkenlerle bu sistemde bir takım bozukluklar gelişir. Sonrasında vücut kendini onaramaz ise hastalıklar ortaya çıkar.
Nöralterapi bu sistemdeki bozulmuş olan dengeyi tekrar düzenler, regüle eder. Uygulandığı alanda bozukmuş olan kan akımı eski haline döner, lenf drenaji artar bu sayede zararlı metabolitler vücuttan uzaklaştırılır. Bozukmuş olan sinir iletimi eski haline gelerek organizmanın tekrar düzenli çalışması sağlanır.
Nöralterapide kullanılan lokal anestezikleri iyileştirici etkisi daha önceden de bilinsede aslında iki alman doktor tarafında üzerinde özellikle çalışılarak bugün bildiğimiz noral terapi kavramı ortaya çıkmıştır.
Bir Alman neurophysiologist Albert Fleckenstein, organizmadaki bütün hücrelerde hücre zarının içiyle dışı arasında bir elektriksel potansiyel farkı olduğunu buldu. Bu elektriksel güç sayesinde sinir hücreleri organizmanın çeşitli bölümleri arasındaki bilgi alışverişini sağlar.
Her uyarıda hücredeki bu elektriksel potansiyel düşer (depolarize), fakat hücre hemen toplanarak elektriksel potansiyel normal sınıra yükselir (repolarize). Yoğun iritasyonlar ( kimyasal – fiziksel – travmatik ) sonucu hücre kendi imkanlarıyla tekrar repolarize olamaz, bu hücre sürekli depolarize olarak kalır, artık frajil ve dengesi bozulmuştur, diğer deyimle hastadır.
Doğal dengesi bozulan hücre genel bilgi akışına katılamaz, fonksiyonlarını yerine getiremez, böylece sürekli olarak ritmik bir şekilde deşarj olduğu için, bozucu impulslar, frekanslar göndererek BOZUCU ALAN oluştururlar.
Uygulanan lokal anestezikler hücrenin bozulmuş olan elektriksel potansiyelini düzelterek, bozucu alan etkisini ortadan kaldırır ve ortaya çıkmış olan fonksiyon bozukluklarını ve hastalıkları iyileştirir.
Huneke Metodu’na göre nöral terapi iki temel mekanizma ile çalışmaktadır.
· Birincisi segmental mekanizmadır. Burada rahatsızlığın uzandığı segmente yapılan lokal anestezik enjeksiyonu ve bu segmentin spinal kord ile olan bağlantısı esastır.
· İkincisi ise hastalığa sebep olan alanın (bozucu alan) ortadan kaldırılmasıdır. Bu bölgeye yapılan enjeksiyon semptomların aniden ortadan kalkması ile sonuçlanır (Flash Fenomeni=Anında etki).
Nöralterapinin vücutta ağrılı bölgelere lokal anestezik madde uygulanarak yapılan bir iyileştirme tekniğidir. Nöralterapinin bu sistemdeki bozulmuş olan dengeyi tekrar düzenler ve regüle eder.
Nöralterapi genellikle bel, boyun ve sırt ağrıları, boyun ve bel fıtıkları, kalça, diz, omuz gibi eklem ağrıları, romatizmal hastalıklar, ankilozan spondilit, fibromiyalji, alt extremite dolaşım bozukluğu, migren, kulak çınlaması ve baş dönmesi, huzursuz bacak sendromu, kronik yorgunluk sendromu, anksiyete gibi hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
Nöralterapi regülasyon tedavisidir. Haftada 2 veya 3 seans uygulanır.
Tedavi seansları her hastada farklıdır. Bunun sebebide geçirilen hastalığın şiddeti , vücutta bulunan bozucu alanların sayıca fazla olması ve hastaların iyileşme kabiliyetlerinin farklı olmasındandır.
Bu nedenle Nöralterapi 1. ila 5. seans arasında etki göstermeye başlar, bu tedavi etkisinin az veya çok olması, bize toplam tedavi seans sayısı hakkında fikir verir.
Nöralterapi vücutta ağrılı bölgelere lokal anestezik madde uygulanarak yapılan bir iyileştirme tekniğidir.
Nöralterapi vücudumuzda çok geniş bir elektriksel ağ yapısında olan otonom yani kontrolü beyin tarafında otomatik olarak yapılan sinir sisteminin uyarılmasını ve regülasyonunu sağlar.
Ozon; atmosferin üst tabakalarında bulunan ve canlı varlıkları güneşin öldürücü morötesi(UV) ışınlarından koruyan bir kimyasal bileşiktir. Üç oksijen atomundan oluştuğu için simgesi O3’ tür. İsmi Yunancada koklamak anlamına gelen ozein’den gelir. Güçlü bir antimikromialdir.